AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Avrupa’nın göbeğinde Naziler bu katliamlara imza attılar, şimdi de bütün dünyanın gözü önünde Avrupa hükümetlerinin suskunluğu ve desteğiyle Netanyahu hükümeti bu katliamlara imza atıyor. Dolayısıyla susmakla geçiştirilecek mesele değildir ve burada verilecek en yanlış tepkiyi şimdi görüyoruz.” dedi.
Çelik, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’nın ardından basın toplantısı düzenledi.
Avrupa’nın genelinde müthiş bir değerlendirme hatası yapıldığını belirten Çelik, Avrupa’nın meseleyi sadece İsrail-Filistin Savaşı’nın uzun vadeli güvenlik riskleri açısından eleştirdiğini, birtakım radikalleşme tehlikesine dikkat çektiğini ve bir kez daha meselenin sebeplerini tartışmaktan kaçınarak meselenin sonuçlarının nasıl yönetileceğine odaklandığını söyledi.
Stratejik meselenin sebeplerine odaklanmadan, meselenin sonuçlarını yönetmeye kalkmanın “stratejik akılsızlık” olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi de aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar ve sadece bunun sonucunda ‘nasıl radikalleşme ortaya çıkar, herhangi güvenlik riskiyle karşı karşıya kalır mıyız’ diye düşünüyorlar. Avrupa, dünyanın tamamından soyutlanmış bir gül bahçesi değildir, Avrupa’nın koruması gereken değerler sadece Avrupa’nın çıkarları söz konusu olduğunda korunması gereken değerler değildir. Avrupa’nın göbeğinde Naziler bu katliamlara imza attılar, şimdi de bütün dünyanın gözü önünde Avrupa hükümetlerinin suskunluğu ve desteğiyle Netanyahu hükümeti bu katliamlara imza atıyor. Dolayısıyla susmakla geçiştirilecek mesele değildir ve burada verilecek en yanlış tepkiyi şimdi görüyoruz bazı yerlerde. Müslümanlara yıkılmaya çalışılan birtakım terör eylemleriyle Avrupalı vatandaşlar İslamofobik bir çizgiye ötelenmek isteniyor ya da yanlış tepki verilerek Müslüman topluluklara karşı, Müslüman toplulukları iç tehdit algısının parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Bu, Avrupa’nın vereceği en yanlış tepkidir ve hiçbir şekilde çalışmayacaktır. Eğer böyle bir tepki verirlerse bu tepkiler aşırı sağcılıkla, ırkçılıkla ve İslamofobik yaklaşımlarla beslenerek Avrupa demokrasilerini zehirleyecektir. Avrupa’nın iç barışını tehdit edecektir.”
Bir siyasetçinin en azından ne söylendiğini doğru anlaması, siyasi olarak doğru konumlandırması ve cevabını da buna göre inşa etmesi gerektiğini savunan Çelik, “CHP yöneticilerinin ve CHP sözcüsünün çıkıp da Cumhurbaşkanımızın, İsrail-Filistin meselesini uluslararası mesele olmaktan çıkarıp haçlı-hilal savaşına dönüştürmeye çalıştığı gibisinden bir iddia, siyasi cahillikten başka bir şey değildir ya da bu bir siyasi iki yüzlülüktür.” değerlendirmesinde bulundu.
“Netanyahu yaptığı katliamları meşrulaştırmak, kendisini kurtarmak için gerekçe olarak Tevrat’tan örnek verdi”
Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın haçlı-hilal meselesine değinirken, dünyayı meselenin haçlı-hilal kavgasına dönüştürülmemesi konusunda uyardığını hatırlattı.
Erdoğan’ın, bu uyarıyı İsrail’i ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, “Bir Yahudi olarak da buradayım” ifadesine yönelik yaptığını aktaran Çelik, dış politikaya dini kimlik sokulduğunda, din savaşlarını tetiklemek isteyenlerin eline büyük bir koz verileceğini vurguladı.
İsrail’in katliamlarının, Batılılar tarafından koşulsuz desteklenmesinin ve bunun birtakım kişiler tarafından dini argümanlarla yapılmasının söz konusu olduğunu söyleyen Çelik, “Netanyahu çıktı, yaptığı bütün bu katliamlarla ilgili olarak kendisinin Tevrat’a dayandığını, Tevrat’tan referans verdiğini söyledi. Bütün bunlar ortaya çıkınca Cumhurbaşkanımız insani, vicdani ve siyasi uyarısını yaparak ‘Bütün dünyayı ateşin içine atacak şekilde bunu haçlı-hilal kavgasına çevirmeyin’ dedi. Bu uyarıyı yapmasının arkasından da birtakım açıklamalar yapıldı. Netanyahu bütün yaptığı katliamları meşrulaştırmak, kendisini kurtarmak için gerekçe olarak Tevrat’tan örnek verdi.” diye konuştu.
Ömer Çelik, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ve benzerlerinin yaptıklarının, Yahudi soykırımında hayatlarını kaybetmiş masum Yahudilerin hafızasına ve hatırasına da düşmanlık ettiğini, Tevrat’a inananlara karşı saygısızlık olduğunu belirtti.
Batı’da yapılan pek çok açıklama ve birtakım Hristiyan grupların İsrail’in katliamına destek vermesi karşısında bütün dünyadan tek açıklamanın Erdoğan’dan geldiğine dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
“Doğrusu da bu meselenin ateşkesi sağlayacak ve iki devletli çözüme götürecek şekilde uluslararası mesele olarak ele alınması, siyasi zeminde çözülmesidir. Nitekim yoldaşlarımız çok uzun zamandan beri antisemitizme karşı olduğunu ve antisemitizmle birlikte İslam düşmanlığıyla da mücadele edilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bunu İslam dünyasında bu derece güçlü bir şekilde söyleyen ilk liderdir. Onun karşısında meseleyi başka yere çekmek isteyenlerin niyetlerini biliyoruz. Fakat Türkiye’nin içinde muhalefetteki bazı kimselerin doğrusu bu siyasi cahilliğini tedavi edecek herhangi bir reçetenin olduğunu görmedik şimdiye kadar.”
“Netanyahu’nun soykırım siyaseti vardır”
AK Parti Sözcüsü Çelik, büyük düşünürlerden bu katliamlar karşısında bir ses gelmediğini, Almanya’da Nazilerin yaptığı katliamın benzerinin Gazze’de yaşandığını ve en parlak düşünceleri söyleyenlerin bugün İsrail’in katliam siyasetini savunur hale geldiğini dile getirdi.
İnsan hayatını korumayan, Gazzeli masum çocukların, kadınların hayatına sahip çıkmayan düşüncenin ne kadar parlak olursa olsun, ne kadar büyük paradigmalarla ifade edilirse edilsin insanlık için bir hiç olduğunu kaydeden Çelik, “Bunlar o kadar trajik bir şeye imza atıyorlar ki İsrail ile Yahudiler arasında ayrım gözetmiyorlar. Bunlar İsrail’in var olma hakkı dedikleri şeyle İsrail’in herhangi bir kadın ve çocuk öldürmemesi gerektiği arasında ayrım gözetmiyorlar. Soyut bir İsrail savunusu adına soyut bir İsrail savunusu yapıyorlar.” sözlerini sarf etti.
Bugün tarafsızlığın katliamın gizli destekçisi olmak, soykırım yapanların örtülü destekçisi olmak anlamına geldiğini dile getiren Çelik, “Gelinen noktada acil ateşkese ihtiyaç vardır. Bu ateşkesin sürekli olması gerekir ve oradan da iki devletli, coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız Filistin devletinin ortaya çıkması şeklinde çözüm ancak nihai çözüm olacaktır. Eğer bu çözüme varılmazsa aynı şey defalarca yaşanmak durumunda kalacaktır. Şu anda beklentimiz, ümidimiz ateşkesin alıcı olmasıdır.” görüşünü paylaştı.
Soykırım niyetiyle bir grubu yok etmenin, doğum hakkından uzak tutmanın, bulundukları bölgeden sürmenin, suç kapsamları içerisine girdiğini söyleyen Çelik, İsrail’in, yabancıların Gazze’den çıkmasına müsaade ettiğini ama Filistinlileri öldürmek için orada tuttuklarını ifade etti.
“Filistinli çocukları ‘Niçin öldürdün’ dediğinde diyor ki ‘İleride büyüyecek ve İsrail karşıtı olarak önümüze gelecek’, dolayısıyla bir kişiyi sadece Filistinli olduğu için öldürmek kastıyla hareket eden Netanyahu’nun soykırım siyaseti vardır ve bütün insanlığın vicdanı önünde yargılanması gerekir” ifadesini kullanan Çelik, bunun soykırım olduğunu ve bu soykırımın muhakkak surette soruşturulması ve cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
(Sürecek)